NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
وَكِيعٌ
حَدَّثَنَا سُفْيَانُ
عَنْ حَكِيمِ
بْنِ
الدَّيْلَمِ عَنْ
أَبِي
بُرْدَةَ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ كَانَتْ
الْيَهُودُ
تَعَاطَسُ
عِنْدَ النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ رَجَاءَ
أَنْ يَقُولَ
لَهَا
يَرْحَمُكُمْ
اللَّهُ
فَكَانَ يَقُولُ
يَهْدِيكُمُ
اللَّهُ
وَيُصْلِحُ بَالَكُمْ
(Ebû Bürde'nin)
babasından şöyle de(diği rivayet edil)miştir:
Yahudiler kendilerine
"yerhamükellah" diye dua etmesi ümidiyle Nebi (s.a.v.)'in yanında
aksırırlardı da (Hz. Nebi onlara):
"Allah size hidâyet
versin ve kalbinizi ıslah etsin" diye karşılık verirdi.
İzah:
Buhari, edeb; Tirmizî,
edeb
Hadis-i şerif, Hz.
Nebiin zımmı vatandaşlar yanında aksırdığı zaman onlara sadece: Allah size
hidayet versin de inancınızı düzeltsin, diye dua etmekle yetinip müslü-manlar
için yaptığı "yerhamükellah (Allah size merhamet etsin)" duasını
onlardan esirgediğini ifade etmektedir.
Görüldüğü gibi Nebi
efendimiz: "Allah size merhamet etsin" duasını sadece müslümanlara
tahsis etmiştir. Çünkü Allah'ın rahmeti kıyamet gününde sadece mü'minlere
mahsustur.
Ayrıca bu hadis-i
şerif, gayr-i müslim vatandaşlara (zımmîlere) aksırdıkları zaman metinde ifade
edildiği şekilde dua etmenin caiz olduğuna da delalet etmektedir.